Şırnak Yeşil Sol Parti adayı Bedirhan Osal: Tarihi sorumluluk ortaya çıktı
14 Mayıs seçimlerine 8 gün kaldı. Seçim rekabetinin yaşanacağı illerden biri de Şırnak. Son 2018 seçimlerinde AK Parti Şırnak’tan 1 milletvekili çıkardı ve HDP’nin 4 milletvekili sayısı uzun yıllar 3’e düştü. HDP/Yeşil Sol Parti, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde koltuklarını AK Parti’ye kaptırmayacağını ve 4 üzerinden 0 yapacaklarını açıkladı. Yeşil Sol’un 4. olağan milletvekili adayı Bedirhan Osal Partili, “Mücadelenin mirasını buraya getiren yoldaşların bir öğrencisi olarak Yeşil Sol Parti’den aday olmanın tarihi bir sorumluluk olarak ortaya çıktığını düşünüyorum.”
Osal ile neden aday olduğunu, seçilirse neler yapacağını ve şehrin sorunlarına yönelik çözüm önerilerini konuştuk.
‘MİRAS SAHİBİ OLMAYA ADAYIM’
Neden Yeşil Sol Parti’den aday oldunuz?
Bildiğiniz üzere HDP kapatma davası kritik bir aşamaya geldiği için seçime Yeşil Sol Parti listelerinden girilmesine karar verildi. HDP’nin devamı olarak ortaya çıkan Yeşil Sol Parti aslında bir geleneğin son halkasıdır. Bu yüzden YSP’yi 40 yılı aşkın süredir Türkiye’de demokrasi ve insan hakları için mücadele eden Kürt halkının büyük bedellerle ortaya koyduğu maliyetli çabaların duraklarından biri olarak görüyorum. Miraslarını bu noktaya getiren yoldaşların bir öğrencisi olarak Yeşil Sol Parti’ye aday olmanın tarihsel bir sorumluluk olarak ortaya çıktığını düşünüyorum. Mücadelenin merkezlerinden biri olan Şırnak’ta Kürt halkının yıllar içinde verdiği mücadeleyi daha da büyütmek ve bu mirasa sahip çıkmak için aday oldum.
‘RESTORASYON HÜKÜMETİ…’
14 Mayıs 2023 seçimlerine hem iktidar hem de muhalefet farklı bir değer atfediyor. Sizce bu seçimi kritik yapan nedir?
AKP-MHP öncülüğünde gelişen Cumhur İttifakı için 14 Mayıs’ın bir son seçim olarak değerlendirildiğini görüyoruz. Yani bir anlamda ya tamam diyecekler ya da devam edecekler. Millet İttifakı’nın seçimleri kazanması ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olması durumunda meclis aritmetiği muhalefet lehine şekillenecek ve AKP-MHP’nin bir bütün olarak kurumsallaştırmak istediği faşizme set çekilecektir. Millet İttifakı’nın parlamenter sisteme dönme vaadi değerli ama bu ittifakın demokratik dönüşümü sağlayacak bir programı yok, olsa olsa bir tür tazminat hükümeti kurabileceklerini söylemek mümkün.
Bir de Yeşil Sol Parti liderliğindeki Emek ve Özgürlük İttifakı var. İttifakımız her türlü sömürüye karşıdır. Millet-Millet ittifakları Türklük ve sermaye yanlısı imajlarla şekillenirken; Emek ve Özgürlük İttifakı, Kürtler, Türkler, Araplar, Ermeniler, Süryaniler, kadınlar, gençler, ekoloji savunucularından oluşan bir meclisten oluşan çok kültürlü bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda işçi sınıfı hareketinin güçlü tarihsel mirasını da temsil ediyor. Yani asırlık cumhuriyetin aynı zamanda emek karşıtı olan tekçi ve asimilasyoncu rejimini değiştirme gücüne sahibiz. Emek ve Özgürlük İttifakı, biri faşizmi ve oburluğu hedefleyen iki ittifak karşısında katılımcı demokrasi vaat ediyor.
‘YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ’
Şırnak HDP için değerli bir il. Son seçimlerde HDP, Şırnak’ta bir milletvekilini yıllar sonra kaybetti. Şırnak’ta geçirdiğiniz dönemde HDP sizce neden bir milletvekili kaybetti?
2018 seçimleri, analiz sürecinden sonra Şırnak’ın yerle bir edildiği bir dönemde yapıldı. Ciddi tehdit ve şantajlarla halk sindirilmeye çalışıldı. Örneğin; “Yıkılan evlerinizi vermeyeceğiz”, “Sizi işten atacağız” gibi birçok tehditle seçime girdik. Öte yandan, nüfusun belirleyici bir kısmı, meskenleri yerle bir edildiğinden farklı illerde bulunuyordu. AKP faşizminin bu kadar güçlü olduğu bir dönemde, HDP’lilerin büyük çoğunluğunun cezaevinde olduğunu düşünürsek, Şırnak’tan 3 milletvekilinin çıkarılmasını başarılı buluyorum. Halk her şeye cevap verdi. Ancak şu anda yeni bir döneme giriyoruz ve AKP-MHP faşizminin iktidardan düşeceği senaryoya hazırlanmamız gerekiyor. Bu nedenle Yeşil Sol Parti’nin 4 milletvekilini Meclis’e göndermesi özellikle Şırnak’ın sorunlarına olabildiğince çözüm bulunması açısından çok önemli.
Şehirdeki en büyük rakibiniz AK Parti. AK Parti’nin şehirde şansı yok mu?
Hayır, milletvekili olma olasılığı neredeyse yok. Botan halkı, iktidarın acımasız tarafıyla en çok karşılaşan halktır. Çabanın öncülüğünü yapan Botan halkı hükümete gereken cevabı tereddütsüz verecektir. Bildiğiniz gibi Şırnak’ın sadece merkezi değil, tüm ilçeleri devlet tarafından talan edildi. Cizre, Silopi ve İdil de devlet tarafından tanklarla bombalandı. Cizre Bodrum’da yaşanan vahşet herkesin hafızasında hala çok taze. Ancak son 8 yıldır aralıksız devam eden baskı politikaları Botan’da boşa çıkmıştır. AKP-MHP faşizmi birçok yolu kullanarak Botan halkını ele geçirmeye çalıştı ama başaramadı. Sandıkta adeta mafyaya dönüşen mevcut iktidara Botan halkının yanıt vereceğinden ve Yeşil Sol Parti’den 4 milletvekilini Meclis’e göndereceğinden emin olabilirsiniz.
GABAR’DA PETROL BULUNACAĞI İDDİASI
Şırnak, özellikle son dönemde kesilen ağaçlar nedeniyle gündem olmaya devam ediyor. Bu duruma ne diyorsunuz? Sizce bu ağaçlar neden kesildi?
Türk devletinin Kürdistan coğrafyasında yaptığı hiçbir şey tesadüf değildir. Uygulamalarının her biri, zamana yayılmış bir soykırım planının parçası olarak gerçekleştirilmektedir. Sadece Kürt halkı değil, Kürdistan’ın her ağacı, her canlısı iktidar tarafından düşman olarak görülüyor. Dağlar ve taşlar bile oyulmuştur. Daha yeni Süleyman Soylu çıkıp Gabar’da petrol olduğunu iddia etti. Bu nasıl mümkün olabilir? Devlet buraları insanlıktan çıkardı ve sadece insanlıktan çıkarmakla kalmadı, yaşayan hayatı tamamen yok etmeye çalışıyor.
En basit haliyle Şırnak’ta güvenlik adına doğa talan edilmekte, coğrafyanın can damarı kesilmektedir. Ekonomik rant ve yağma dışında yaşamsal devamlılığı engelleyen ekolojik tahribatlar, hükümetin Botan coğrafyasını büyük bir enkaza çevirmek istediğini gösteriyor. Bu nedenle sadece Botan halkının değil, doğanın ve bizimle birlikte yaşayan her türlü canlının Botan’da temsilcisi olmak için çalışacağız. Bunun bilincinde olarak, seçilir seçilmez milletvekili olarak yapacağım ilk iş bir Botanikçi olarak canımı yakan bu duruma bir son vermek olacaktır. Halkımızın bundan şüphesi olmasın.
AK PARTİ HÜDA-PAR İLİŞKİSİ
Size göre Türkiye’nin en büyük sorunu nedir?
Çok kapsamlı bir soru ama şunu net olarak söyleyebiliriz: Türkiye’de faşizm sorunu var. AKP-MHP’nin yanına aldığı Hüda-Par, Refah Partisi, Büyük Birlik Partisi ile yeniden seçimleri kazanırsa faşizmi kurumsallaştırmasının önünde hiçbir engel kalmayacak. Faşizmin kurumsallaşması, Şırnak’ta konuştuğumuz meselelerin Türkiye’ye yayılması demektir. Bakın Kürdistan’da ne yaptılarsa Türkiye’yi de vurdular. Karadeniz ormanlarını talan ettiler, Kaz Dağları’nı çoraklaştırdılar. Türkiye’de bir hareket olduğunda yüzlerce kişi gözaltına alınıyor. Her gün birden fazla kadın cinayeti haberiyle karşılaşıyoruz. Bütün bunlar bir konseptin devamı ve daha önce burada denendi, şimdi Türkiye’de yaşanıyor.
Yani 14 Mayıs seçimlerinden AKP-MHP faşizmi galip çıkarsa, bu iki partinin şahsında gelişen ittifak Türkiye’yi oldukça karanlık bir ortama sürükleyecektir. Bunu ortadan kaldırmanın yolu, başta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal sorunların çözümü için yeni ve demokratik bir Anayasa’nın hazırlanmasından geçmektedir. Biz bu anayasanın çerçevesini Demokratik Cumhuriyet olarak belirliyor ve Türkiye’nin ikinci asrını demokratik bir cumhuriyetle taçlandırmak istiyoruz.
“VAHŞİ KAPİTALİZM KÖMÜR FIRINLARINDA BULUNDU”
Sizce Şırnak’ın en büyük sorunu nedir? Milletvekili olduğunuzda Şırnak için hangi konuları gündeme getirmeyi ve çözmeyi hedefliyorsunuz?
Şırnak’ın en büyük sorunu her zaman olduğu gibi Kürt ve Kürdistan meselesidir. Yerel sorunların ana nedeni, Kürt halkına dayatılan ve zamana yayılan soykırımın ta kendisidir. Bu konuları modüler bir segmentte ele alıp çeşitlendirilmiş faaliyet alanları yaratarak çözmeye çalışacağız. Örneğin Habur Sınır Kapısı, Kürtlerin iki bin yıldır doğal olarak kendi aralarında yaptıkları ticareti çarpıtan, her türlü formülü meşru gören bir mantıkla yönetiliyor. Kapıda görevliler tarafından topluma yönelik şiddet, hakaret ve benzeri birçok uygulamanın karşısında olacağız. Halkımızı yalnız bırakmayacağız.
Aynı şekilde kömür madenleri sorunu da var. Daha önce TKİ tarafından işletilen bu fırınlar birkaç kişiye bağışlanmıştır. Şırnak’ın kömür madenlerinde somutlaşan yağmacı kapitalizm. Ocaklar tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıldı. Sosyolojik yozlaşmanın bir aracına dönüştürülmüştür. Ekoloji bir kenara atıldı. Dediğim gibi boşuna Şırnak Cumhuriyeti demiyorlar. Burası her şeyin sorun olduğu, sorunların düğüm düğüm olduğu bir coğrafyaya dönüştü. Burada geniş çaplı bir saldırı var ama direniş de bir o kadar muhteşem. Halkımızı Meclis’te temsil etme imkanı bulduğumuz an gösterdiği direnişe layık olmaya çalışacağız ve şehrin tüm sorunlarına ilişkin analiz odaklı planlar yapacağız.