HDP’nin “Hrant Dink Cinayetinin Tüm Yönleriyle Soruşturulması” Önerisi AKP ve MHP Milletvekilleri Tarafından Reddedildi
HDP’nin “Hrant Dink cinayetinin tüm yönleriyle soruşturulması” önerisi TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, “Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de katledilmesinden bir hafta önce, ‘Artık hedefim’ diyerek ‘Ruh halim güvercin tedirginliği’ başlıklı yazısını yazmıştı. Neden öldürüldüğünü ayrıntılarıyla anlattı. hedef aldı ama o dönemde AKP iktidardaydı ve harekete geçmedi.Hrant Dink’i korumadı.Devletin bütün istihbarat teşkilatları Hrant Dink’in öldürüleceğini bildiği halde Hrant Dink’i değil, onu sokan çeteyi izledi. Trabzon Pelitli’den çıkıp Agos Gazetesi’ne getirdi.
Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda, HDP’nin daha önce verdiği “Hrant Dink cinayetinin tüm yönleriyle soruşturulması” önergesinin diğer önergeler önünde ele alınarak bugün görüşülecek önergesi görüşüldü. Teklifin ilişkisini anlatan HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, şunları söyledi:
“PEK ÇOK KARANLIK ODAKLI ORGANİZE BİR CİNAYETTE ÖLDÜRÜLDÜ”
“Hayatı boyunca Türkiye halkının barış içinde yaşaması için çaba sarf eden Sayın Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de devletin derin ve yüzeysel birçok karanlık merkezinde yer aldığı organize bir cinayetle katledildi. Tam 16 yıl oldu. Cinayetten bu yana ‘Hrant Dink’ ‘Öldür beni’ diyenler yargılanmadı.Trabzon Pelitli’den yola çıkan bir çete önümüze serildi ve 16 yıldır bizimle dalga geçildi. Dink, bugüne kadar adalete ulaşamadık.
Hrant Dink, Ermeni halkının acısını, hikâyesini, kaybını anlatıyordu ve bunu barış diliyle yapıyordu, bu yüzden çok etkiliydi. İnsanları etkiliyordu. ‘Gelin anlaşalım’ diyordu, ‘barışalım’ diyordu. ‘Ermeni halkının doktoru Türk halkıdır, Türk halkının doktoru Ermeni halkıdır. Biz hasta toplumlarız, barışalım’. ‘Ermeni hainleri’ diye bir rutini bozuyordu. Hrant Dink Anadolu’nun sözlerini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına aktarıyordu. Hrant Dink etkili olduğu için, oyun bozduğu için bilerek kondu.
“HRANT DİNK ONLAR İÇİN TESCİLLİ TÜRK DÜŞMANIYDI VE HEDEFTE OLMALIDIR”
Hrant Dink geçmişle yüzleşmek üzerine haberler yapıyordu. 6 Şubat 2004’te Agos gazetesinde Sabiha Gökçe’nin Ermeni yetim olduğu tezi yer aldı. Bir yetimin Ermeni olduğu iddiasıyla ülkede kıyamet koptu. Geçmişte her beş kişiden birinin Ermeni olduğu ve Ermeni halkı bu topraklardan sürülürken geride yüzbinlerce yetim bırakıldığı ortaya çıktı. Sabiha Gökçen’in de Ermeni yetim olabileceği iddia edildi. O noktada kıyamet koptu. Genelkurmay çok sert bir açıklama yaptı ve Hrant Dink’i hedef aldı. Genelkurmay, Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğu iddiasını büyük bir tehdit olarak gördü. Yetmedi, iki gün sonra Hrant Dink valiliğe çağrıldı ve iki MİT görevlisi tarafından tehdit edildi. ‘Dikkatli ol, ayağına bas’ denildi. Yetmedi, MHP Şişli İlçe Başkanlığı önünde toplanan İdeal Ocakları, nefret dolu söylemlerle Agos Gazetesi önünde yürüdü. Hukuk Büroları İl Başkanı Agos Gazetesi önünde “Hedefimiz Hrant Dink” dedi. Yetmedi, yargı harekete geçti. Hrant Dink’in bir yazısında kastetmediği, kastetmediği Türklüğe hakaret iddiasıyla yargı Hrant Dink’e dava açtı. Hrant Dink mahkûm oldu ama ‘böyle bir şey olamaz’ diyenler oldu.
Onlara göre Hrant Dink artık Türklerin tescilli düşmanıydı ve hedefteydi. ‘Ergenekoncu’ denen bazı aktörler, Agos Gazetesi önünde Hrant Dink’i hedef aldı. Basın, Hrant Dink’i keten, manşet ve manşetlerle hedef aldı. Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de katledilmesinden bir hafta önce “Ruh halim güvercin tedirginliği” başlıklı yazısını “Artık hedefteyim” diyerek yazmıştı. Neden hedef alındığını tüm detaylarıyla anlattı ama o dönemde AKP iktidardaydı ve harekete geçmedi. Hrant Dink’i gözaltına almadı. Devletin bütün istihbarat teşkilatları Hrant Dink’in öldürüleceğini bildiği halde, Hrant Dink’i değil, Trabzon Pelitli’den yola çıkarak onları Agos Gazetesi’ne getiren çeteyi izlemişlerdir.
“HRANT DİNK VAKASI BİR ARINDIRMA OLABİLİRDİ”
Hrant Dink davası bir tasfiye davası olabilirdi. Bu durum, derinlerdeki karanlık çeteleri ortaya çıkarmak için bir tasfiye olabilirdi. Ancak AKP iktidarı, dönemin valisini İçişleri Bakanı, dönemin emniyet müdürünü de vali yaptı. İstihbarat Teşkilatı’nın tüm memurlarını terfi ettirdi. Kamera kayıtlarını imha ettiler.
Trabzon Pelitli’den çıkan o çeteyi önümüze koydular. ‘Katiller bunlar’ dediler. ‘Öldür diyenleri arıyoruz’ dedik. ‘Ergenekoncu’ denilenler daha önce FETÖ’cüler tarafından yargılanıyor, 15 Temmuz’dan sonra ‘FETÖ’cü denenler katıldı’ diyerek bazı FETÖ’cü aktörleri önümüze koyuyorlardı. Entegre sorumluluk ele alınmadı. Dönemin İstihbarat Teşkilatı Başkanı Ali Fuat Yılmazer 3 yıl önce ‘Mahkemede konuşacağım’ demişti. İki kızını tutukladılar. Devletin derinliklerindeki çete böyle işliyor. Tek bir tuğla çekmiyor. Bugünlerde yine güvenlik kaygısı yaşıyoruz. Çeteler yeniden görev başında. Çünkü yüzleşilmeyen her hata tekrarlanır. Bugün kendini tekrar ediyor.”
“HRANT DİNK BARIŞ İNSANIYDI. TARİH DEĞİL BARIŞ İSTİYORDU AMA TARİH DEĞİL”
HDP’nin grup önerisi üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, şunları söyledi:
“Hrant Dink bir barış adamıydı. Tarihten husumet değil barış getirilmesini istedi. Geçmişte yaşananlardan geçmişte yaşayanların sorumlu olmadığını söyledi. O, barış ve dostluktan yanaydı. halkların, ırkçılığın ve düşmanlığın karşısındaydı.Yazılarıyla hem kendi toplumundan hem de Türkiye halklarından büyük destek gördü.İşte tam da bu yüzden katledildi.Katledildiği gün İstanbul’daydım.Olay yerine geldiğimde , yerdeydi ve maalesef otopsisine avukat olarak katıldım.
Bu cinayet, nihayetinde Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde hazırlandı. Duruşmanın tamamı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yönetimindeydi. Bu sorumluluktan kaçamazsınız. İlk başta ‘milliyetçi duygulara sahip 3-5 genç tarafından yapılmış’ denildi. Sonra Ergenekon’a bağlandı. 15 Temmuz’dan sonra bu kez Ergenekon üzerinden cemaat mensuplarıyla ilişkilendirildi ve yargılamalar yapıldı. İlk duruşması 2 Temmuz 2007’deydi ve Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri de katılmıştı. Daha sonra tarafınızın teması anlaşılınca bu vekiller duruşmaya gelmekten çekindiler ve gelmediler.
“BU CİNAYETİN SİYASİ ORTAĞI GERÇEK Failleri KORUYAN ADALET VE KALKINMA PARTİSİDİR”
Duruşmaları izlerken en kritik sorun; Hrant Dink’i İstanbul Valiliği’nde görüşmeye çağıran ve “İstanbul Vali Yardımcısı’nın akrabasıyız” dedirten iki MİT mensubunun dinlenmesine karar verildi. Mahkeme Başkanı oldu, lider olarak Akın Gürlek iki MİT mensubunun dinlenmesi kararını iptal etti. Hızlı bir karara götüren süreci başlattı. Adalet Bakan Yardımcılığını kim yaptı? Yaptın. Peki o iki MİT mensubu neden dinlemedi? Buna bugün bir cevap verebilir misiniz? Dolayısıyla bu cinayetin siyasi ortağı, bu cinayeti yeterince aydınlatmayan, peşine düşmeyen, gerçek faillere sahip çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. 16 yılda geldiğimiz nokta burası.”
HDP’nin önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.