Deprem bölgelerinde inşaat yapacak firmalar: Listede Kalyon İnşaat da var
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ ve Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) tarafından hazırlanan “Afet Bölgesi Tasarım Alanları Rehberi”nde yer alan bilgilere göre Malatya’nın Maraş ilçesinde 85 bin 85 bin metrekare arsa bulunuyor. , Osmaniye, Hatay ve Adana. 250 yeni daire yapılacak.
Depremin 18. gününde hazırlandı Bilgilendirmede ayrıca projeleri hangi şirketlerin yürüteceği de yer aldı.
MARAŞ, MALATYA, OSMANİYE, HATAY, ADANA
Anka’nın haberine göre rehberde; Maraş, Malatya, Osmaniye, Hatay, Adana illeri için ilçe ve ilçe proje alanları belirlenerek üretilecek yeni daire sayısı hesaplandı. Belgede ayrıca projeleri hangi firmaların yürüteceği bilgisi de yer alıyor. Kılavuza göre; Proje alanları, alanlara yapılacak konut sayıları ve projeleri yürütecek ve proje müellifi olacak devlete yakınlığı ile bilinen firmalar şöyle:
KALYON, NKY VE ANT YAPI’YA VERİLEN MARAŞ PROJESİ
Maraş ili genelinde 4 milyon 9 bin metrekare alan üzerine proje hazırlanacak ve toplamda 17 bin 250 daire üretilecek.
Afşin’de Merkez Proje Alanı’na 750 yeni daire yapılacak. Bu proje Kalyon ve İki Design firmaları tarafından gerçekleştirilecektir.
Elbistan’da Doğu Proje Alanı’nda 2 bin 500 daire yapılacak. Bu projenin yürütücüsü NKY firması ve Mental Tasarım olarak belirlendi.
Onikisubat ilçesindeki Önsen Proje Alanı’na 10 bin daire yapılacak. Proje NKY adlı bir şirket tarafından yürütülecek.
Türkoğlu Proje Alanı’nda 2.000 daire yapılacak. Bu proje de Kalyon tarafından yürütülecek. Projenin yazarı ABOUTBLANK olacaktır.
Depremin merkez üssü Pazarcık ilçesindeki İncirli Proje Alanı’nda 2 bin konut yapılacak. Projenin ANT Yapı ve MKN Mimarlık tarafından yürütüleceği görüldü.
KUZU KÜME, EGE YAPI VE DOME ŞİRKETLERİNE VERİLEN MALATYA PROJESİ
Malatya’da 8 milyon 600 bin metrekare alana 30 bin daire yapılacak.
Malatya’nın Battalgazi İlçesi’ndeki Çamurlu Proje Alanı’nda 15 bin daire yapılması planlanıyor. Çamurlu Projesi DOME firması tarafından inşa edilecek olup müellifi DOME ve CROSS WORK firmaları olacaktır.
Yeşilyurt Mahallesi’ndeki İkizce Proje Alanı’nda 10 bin daire üretilmesi planlanıyor. İkizce Projesi’nin yönetmenliğini Kuzu Küme, yazarlığını ise AGM Mühendislik yapacağı görüldü.
Doğanşehir Proje Alanı’nda 5 bin adet daire üretilecek. Bu proje EGE Yapı ve Mimar Mimarlık’a verilecektir.
9.4 MİLYON METREKARELİK HATAY PROJESİ KALYON İLE AYRICA 5 FİRMAYA OLUŞUYOR
Hatay il genelinde 9 milyon 417 bin metrekare alan üzerinde 31 bin daire üretilecek.
Kılavuza göre Antakya’da 8 milyon 617 bin metrekarelik alan 10 proje alanına daha ayrıldı. Bu alanlara toplam 27 bin yeni konut yapılacak. Antakya projeleri Kalyon, NEF, Tahincioğlu ve Optimal firmaları tarafından gerçekleştirilecek. Bazı projelerin yöneticileri aynı zamanda yazarları olacaktır.
Belen Proje Alanı’nda 200 bin metrekare alana bin konut yapılacak. Belen Projesi’nin yönetmenliğini Tahincioğlu, yazarlığını ise Kayabay Mimarlık yapacak.
Kalyon, Samandağ’da, Mağaracık Proje Alanı’nda 600 bin metrekare alana 3 bin daire yapacak.
OSMANİYE’DEN EGE YAPI’YA 5.000 ADET KONUT İŞİ
Osmaniye Merkez Proje Alanı’nda toplam 1 milyon metrekare alan üzerine 5 bin konut yapılacak. Projeyi Ege Yapı üstlenecek.
Adana’da açılacak Çukurova Proje Alanı’nda 400 bin metrekare arsa üzerine 2 bin yeni daire yapılacak. Projenin hem yürütücüsü hem de yazarı Optimal adlı şirket olacak.
BU TÜR VE KALDIĞI BAZI KAMU İHALELERİNDEKİ ŞİRKETLER
“İller Ölçekli Afet Alanı Tasarım Alanları Rehberi Rehberi” başlıklı planda il, il ve ilçe bazında belirlenen projelerin 9 müteahhit firma ve 7 müellif firma tarafından yürütülmesi planlanmaktadır.
Belgeye göre, projede müteahhit olarak Kalyon, Kuzu Küme, Ege Yapı, Nef, Tahincioğlu, Optimal, Dome, NKY ve ANT Yapı firmaları belirlendi.
Kalyon İnşaat: Kalyon İnşaat, dünyada en çok kamu ihalesi alan 10 şirket arasında beşinci sırada yer alıyor. Kalyon İnşaat’ın tek başına ya da devlete yakın şirketlerle birlikte yürüttüğü projeler listesinde; Ayrıca İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Gaziantep Nurdağı-İslahiye Yolu, Marmaray, İstanbul Ülkeler Arası Finans Merkezi Ziraat Kuleleri bulunmaktadır.
Kuzu Kümesi: Kuzu İnşaat tarafından yürütülen projeler arasında; İstanbul Fetihtepe Kentsel Dönüşüm Projesi, Siirt Devlet Hastanesi, Mardin Devlet Hastanesi, Afyon Lisesi onarım ve ek bina inşaatı, Afyonkarahisar Dinarı’nda 400 daireli afet evleri bulunmaktadır.
En uygun: Şirketin yönetim kurulu başkanı Burhan Özdemir aynı zamanda MÜSİAD İnşaat Dairesi Yönetim Kurulu Başkanı’dır. İnşaat yönetimi alanında birçok projeye imza atan firma; İçişleri Bakanlığı 112 Acil Çağrı Merkezi, İstanbul Çekmeköy, Ümraniye ve Silivri Kaymakamlık binaları, Kütahya Sıhhat Entegre Yerleşkesi, Maltepe Huzurevi, Marmara Üniversitesi Spor Kompleksi, İstanbul Ticaret Üniversitesi tarihi binası öne çıkan projelerden bazıları…
NKY Mimarisi:Firmanın mimari proje hazırlama alanındaki projeleri arasında Rize Artvin Havalimanı Elektrik Uygulama Projesi, İstanbul Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Projesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Kampüs Alanı Projesi, Trabzonspor Stadı bulunmaktadır.
Karınca Yapısı: İnternet sitesinde yer alan bilgilere göre şirket; Galataport İstanbul Projesi’nin betonarme inşaat işleri ve kapalı alan ince inşaat işlerini yapmaktadır. Portföyünde Ümraniye Kültür Merkezi ve Alaçatı Marina’nın da bulunduğu şirket, Rusya’nın Yakutistan Bölgesi’ne bağlı Mirny şehrinde bir de havalimanı inşa etti.
UZMANLAR ‘HURSHIP PROJELER’ ÜZERİNE DÜŞÜNÜYOR
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, projenin hükümetin yeni seçim yatırımı olduğunu ve insan unsurunun hiçe sayıldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bugün hala cesetlerin enkaz altında beklediği ve kaldırılmadığı bir dönemdeyiz. Daha enkaz bile kaldırılmadan inşaat ve konut çalışmalarına başlamak çok yanlış. Bu büyük depremde tamamen yerle bir oldu Maraş Hatay Adıyaman yerle bir oldu bir çok ilçe tamamen yıkıldı Bilinmeli ki şehirler sadece evlerden ibaret değildir Şehirler evleri ticaret merkezleri tarım alanları kır-kent bir bütündür ilişkileri, altyapı tesisleri, kültür ve spor donanımları.Tamamen yıkılan bu şehirlerde yeniden imar edilmesi gereken konut çalışmalarına başlanmadan önce birçok çalışma yapılması gerekiyor.Tamamen yıkılan bu şehirlerin imar planları yenilenmeden konut çalışmalarına başlanması, şehir planları yapılmadan ve özellikle bu evlerin nereye yapılacağına dair gerekli jeolojik ve jeofizik etütler yapılmadan, etkisi değerlendirilmeden Altyapı üzerinde ve entegre bir şehir planlaması yapmadan. anlayış. Gelecekte bu tür felaketlere yol açacak gelişmelere zemin hazırlamak demektir.
Böyle bir deprem için gerekli hazırlıkları yapmayan siyasi iktidar, deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gerekenleri planlamamış, bilim, teknik, mühendislik ihtiyaçlarını ve kamu yararını devre dışı bırakarak tüm ülke coğrafyasını yapılaşmaya açmıştır. , bunu siyasi iktidarın bu felaketten sorumluluklarını gizlemek için fırlattığı bir rant unsuru olarak gördü. Göz yıkama basamağını oldukça yanlış olarak değerlendiriyoruz. Öncelikle burada kalıcı konutların yapılabilmesi için kesikli yerleşim alanlarının tüm sosyal ihtiyaçları karşılayacak şekilde inşa edilmesi gerekir; Konteyner kentlerin sağlık kurumları, okulları, ruh sağlığı merkezleri ile bunlar yapıldıktan sonra ikinci adımda o şehir planlamasının bir modülü olarak kalıcı konut üretimine geçilmesi gerekiyor. Bu evlerin nerede inşa edileceğini bilmiyoruz, bu evlerin yer seçiminde hangi kriterlerin kullanıldığını, şok veya diğer felaketlere karşı yeterince güçlü olup olmadıklarını hiçbir bilimsel filtreden geçirmediğini bilmiyoruz. Ben yaptım anlayışıyla ülkenin kaynakları mutlaka yeni afetlere yer hazırlamak için bölgelere aktarılıyor. Diğer projeler gibi ben de bunu bir kar saldırısı ve seçimlere yönelik bir atılım olarak değerlendiriyorum.
Politik güç; Bilimi, teknolojiyi ve toplumsal ihtiyaçları dışlayan politikalardan acilen vazgeçmeli, yüzünü halkına çevirmeli, ülke kaynaklarını toplumsal fayda sağlayan projelere aktarmalıdır.
Bu depremde 45.000’e yakın canımızı kaybetmemizin, 10 binlerce bina hasarının, milyarlarca liralık maddi hasarın, o şehrin kültürel tarihinin ve mekânlarının tahribinin temel sebebi aslında bu tür politikalardan kaynaklanmaktadır. Başlanacaksa şartnamesi yapılacak, ihalesi yapılacak, yer tespitleri yapılacak, ne zaman yapıldı, kimler tarafından yapıldı, projelendirme ve kaynak temini, bu projeleri yapacak firmalar nasıl olacak? kararlıydık, hiçbirimiz böyle bir gelişmeden haberdar değiliz.”
‘TOKİ’NİN SEÇECEĞİ YERLERLE İLGİLİ ENDİŞELERİMİZ VAR’
Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, depremin büyük tahribata yol açtığı bölgelerde yapılaşma çalışmalarının başlamasını şu sözlerle değerlendirdi:
“Deprem bölgesindeki siyasi iktidar, yapılacak yeni konut alanlarını hızla belirleyeceğini ve 1 Mart’tan itibaren bazı bölgelerde temel atma çalışmalarına başlayacağını bildirdi. İlk çalışmaların muhtemelen geçtiğimiz dönemde Toplu Konut İdaresi tarafından yapılan yakın çevrede olacağını tahmin ediyoruz. O bölgede yer seçimlerinin yapılması, sondaj çalışmalarının yapılması, sondaj çalışmalarına dayalı jeolojik ve jeoteknik mikrobölgeleme çalışmalarının yapılması ve planlama süreçlerinin bu verilerle 20 gün içinde yürütülmesinin çok mümkün olmadığını düşünüyoruz. hatta enkazı kaldırmak. Bilimsel ve teknik araştırmalara zaman tanıyan bir zaman diliminin gerekliliğinden ve toplumsal bir baskı olduğundan bahsettik.
’20 GÜN BU İŞLER İÇİN ÇOK YETERLİ’
Bölgede deprem sonrası oluşan yüzey kırıkları şu anda düzgün bir şekilde haritalanmıyor. Yeniden sarsıntı sonucu meydana gelen sıvılaşma, yanal yayılma, heyelan, kaya düşmesi gibi birçok yer kaynaklı deformasyonlar vardı, bunlar haritalanmadı. Bu alanların haritalanmasında ve kentsel yaşamın kurulacağı yerlerin belirlenmesinde mutlaka bu haritalar esas alınmalıdır. Urfa, Diyarbakır ve Adana gibi iller doğrudan fay üzerinde olmamakla birlikte fayın kenarında yer almakla birlikte bu depremin birçok binanın yıkılmasına ve ağır hasar görmesine neden olduğu şehirlerde bu konuda çalışmaların ülkemizde yapılması gerekmektedir. entegre bir şekilde. 20 gün henüz bir ay bile olmadı, özellikle belirteyim ki 20 gün bu çalışmalar için çok ama çok yetersiz.
Yer seçimi ile ilgili çalışmaların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütüleceği anlaşılmaktadır. Bu konuda ilgili kurumdan meslek teşkilatımıza herhangi bir talep olmadığını belirteyim. Sadece hatalardan uzak alanların seçilmesi, o alanların inançlı olduğu anlamına gelmez. Özellikle TOKİ’nin tercih edeceği yerler konusunda sıkıntılarımız var. Geçmişte bazı yerlerde fay zonları üzerine bina yapmış bir kurumun yer seçimine güvenmediğimizi özellikle belirteyim.”
‘BİTKİLER BÜTÜNLÜĞÜ ÇÖZMEK İÇİN TEK ARACINIZ’
Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gençay Serter, şehirlerin sadece konutlardan ibaret olmadığını, planlamanın dışında kaldığını belirterek, şunları söyledi:
“Hepimizin bildiği gibi 12 numaralı KHK çıktı, sonuç şu; En başından beri söylediğimiz bir şey vardı, bu şehirler bir bütün olarak yer yer yıkıldığı için, şehir ölçeğinden başlayarak bütüncül bir planlamanın en gerçek prosedür olduğunu ısrarla dile getirdik. şehirler ve yakın çevreleri. Şöyle bir yanlışlık var; yerleşim alanlarının acil inşaatı. Herkes gibi biz de depremzedelerimizin konforlu yaşam alanlarına sahip olmasını istiyoruz ama kusura bakmayın şehir sadece bir konuttan ibaret değil. Birçok sanayi ve ticaret alanı, yerleşim alanlarıyla birlikte çöktü. Tüm bu parçalar için saha altyapısı ve üst yapısı ile bu karmaşık sistem içindeki bütünlüğü çözecek tek aracınız planlardır. Burada ısrarla planlama sürecinin yürütülmesi gerektiğini söyledik. Bu şehirler bizim kadim şehirlerimiz olduğu için üzerinde yüzlerce yıl yaşayacağımız şehirler inşa ediyoruz.
‘MESLEKİ DİSİPLİN SÜRECİN DIŞINA İTİLMİŞTİR’
Hem bu geçmişin birikimi hem de geleceğe yönelik öngörüler açısından karmaşık yapıyı çözmenin en makul yolunu planlar. Nihai amacımız, vatandaşlarımızın rezidanslarla birlikte kentsel yapılarda refah ve konforu en üst düzeyde yaşamlarını sürdürmelerini sağlamaktır. Ancak bu kararname ile planlama profesyonel disiplini tamamen sürecin dışına itilmiştir. Maalesef ortadaki en değerli meslek olan planlama, yer ve yapı ölçeği tartışmaları yapılırken devre dışı bırakıldı. Bu planlamanın devre dışı kalmasıyla birlikte bölgede plansız bir gelişmenin devam edeceğini ve bu konuda bir mağduriyet yaşanabileceğini düşünüyoruz. 3194 sayılı imar planlarının ve mevcut planların imar planı yapım yönetmeliğine göre yapılması noktasında belli standartlar ve bariz gereklilikler vardı, bu süreç bize; Zemin etüdüne bakıyoruz, uygunsa herhangi bir imar planı sürecine girmeden sadece vaziyet planları ile ruhsatlarımızı alıyoruz. Mevcut mevzuatta belli şartlar vardı, bunların hepsi bozuktu. Bu kararnameyi hem uzun vadeli planlama sürecinin sağlıklı yürütülmesinin önünde bir engel, hem de şehrin bütünlüğünü bozacak bir durum olarak görüyoruz.
‘DEVLET BU KONUDA ÇALIŞIYOR’
Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş da konuşma konusu olan planlamanın “hükümetin popülist politikası” olduğunun altını çizdi. Bektaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depremden sonra da popülist politikalar izlemeye devam ediyoruz. Deprem yönetmeliğini doğru uygulamadığımız için bu felaketleri yaşadık. Neticede bu bir eksiklik ama yine de bu kusurdan ders alamıyoruz. popülist siyasetle vatandaşı bir an önce meskene sokmanın yolu popülist siyasettir.Bu popülist siyasettir.Teknolojiye, teknolojiye, bilime alışık olmayan, gelişigüzel bir yıl içinde konut yapılacak. Bugün dünya standartlarına uygun, depreme dayanıklı, planlı, programlı, zemin etütlü ve şehircilik dikkate alınarak bir yapılaşma ve şehirleşme mümkün değil.Bu kesintili bir çalışmaysa bu bir masraf. Devlete ve millete yüktür.Bu konuda aceleye getirilmemelidir.Doğru ve düzgün enkaz kaldırıldıktan sonra zemin etüdü yapılır,bu zemin etüdünün üzerine şehir plancıları yeni bir şehircilik hazırlar. plan ve bunun üzerine binalar inşa edilmiştir. Bu zaman alır, ancak ne yazık ki hükümet evde hızlıdır. Son derece sakıncalı bir politika veya beyin sarsıntısı sonrası bir yol haritası.
Van depreminde İzmit depreminde yapılan faylar yine aynı şekilde yapılıyor. Beyin sarsıntısı sonrası çalışmalar çok uzun sürüyor. Biz sadece bir şey yaptık, vatandaşa konut sağladık diyerek bütçeden çok değerli paraların sorumsuzca harcanmasının doğru olmadığı görüşünü benimsiyorum.
“MESLEK ODASI YETKİLERİ İADE EDİLMELİ”
Bu afetlerin nedenlerinden biri de yüzeysel zemin etüt raporlarının hazırlanmasıdır. Mühendisler odasının yetkisinin elinden alınması, izinsiz bırakılması, tüm meslek odalarının temel raporlarında ve inşaat raporlarında inşaat mühendisleri, jeoloji mühendisleri bırakılması… Mesleğe başladığımda meslek odasına olarak kayıt yaptırmak kuraldı. jeolog ama bugün gelinen noktada meslek odaları kaldırılmış, yetkisi kendi elinde olan bir temsilcilik. görevleri var. Ancak denetim açısından devletin yanı sıra meslek odaları da tamamlayıcı bir denetim gerçekleştirmiş, bu denetim kaldırılmıştır. Umarım bu depremden sonra meslek odalarına eski yetkileri verilir ve tüm zemin etüt, jeolojik ve jeofizik çalışmalar daha düzenli, kontrollü ve verimli bir şekilde yapılır. Tüm dünyada olduğu gibi meslek odaları da sadece meslektaşlarının sosyal ve ekonomik haklarını değil, tüm vatandaşların haklarını korumakla yükümlüdür.” (HABER MERKEZİ)